Prime Video’nun yerli yapımı ilk orijinal dizisi ‘Düğüm’, ilk üç bölümüyle izleyicilerle buluştu. OGM Pictures’ın yapımcılığını üstlendiği ‘Düğüm’, başarılı bir haberci olan Neslihan Turhan’ın oğlu Can’ın suçlandığı cinayet davası üzerine değişen yaşamını konu ediniyor.
Yönetmen koltuğunda Can Ulkay’ın oturduğu dizinin senaryosu Hilal Yıldız, Nazlı Sunlu Kaçan ve Yekta Torun imzası taşıyor. Bergüzar Korel’in başrolü Caner Cindoruk ve Serkan Altunorak ile paylaştığı dizinin oyuncu kadrosunda Umut Karadağ, İbrahim Selim, Ece Dizdar, Elif Uslusoy, Beyza Şekerci, Mina Derman, Merve Nur Bengi, Kaan Miraç Sezen yer alıyor.
Dizide Murat Kaleli karakterini canlandıran Umut Karadağ ile ‘Düğüm’ü, gündüz kuşağında yayınlanan programları ve dijitalde çalışmanın avantajlarını konuştuk.
Projeye nasıl dahil oldunuz? Senaryo size ulaştığında sizi çeken ne oldu?
Senaryo önce menajerime geldi ve okuduktan sonra bu projede yer almak istedim. Kadın cinayetleri her gün neredeyse bir eve ateş düşürüyor. Bu konunun ele alınması özellikle beni etkileyen tarafı oldu.
‘KATİL KİM PROGRAMLARI YOL GÖSTERİCİ OLDU’
Öykünün gidişatında öneme sahip karakterlerden birine hayat veriyorsunuz. Canlandıracağınız karakter için nereden beslendiniz, nasıl hazırlandınız? İncelediğiniz veya gözlemlediğiniz olaylar oldu mu?
Oyuncu, elbette önce kendi yaşadıklarından beslenir. Sanırım hiç kimsenin hayatı güllük gülistanlık değildir. İşte biz oyuncular, bu yaşanan acı, kötü, tatlı, çirkin anıları rol oynama esnasında tekrar tekrar yaşarız. Hazırlanma sürecinde ise tabii ki, karakterin sosyal ve ekonomik durumu, yaşadığı yer, yaşanan zaman ayrıntılı çalışıldıktan sonra ezber kısmına geçilir ve en son oyun…
Role girmeden önce ben kendimi dış dünyadan soyutlarım ve rolün gerektirdiği duygu durumlarını içerden gözden geçiririm. Katil kim programları da yol gösterici oldu tabii…
‘GÜNDÜZ KUŞAĞINDA AYKIRI DAVRANIŞLARIN SEYİRCİYE BİLEREK BÖYLE SERVİS EDİLDİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM’
Gündüz kuşağında yayınlanan programlar yer verdikleri olaylarla sık sık sosyal medyada gündem oluyor. Siz de bu programa konuk olan bir karaktere yer veriyorsunuz. Bu programlar hakkında neler söylemek istersiniz?
Bence bu programlarda gösterilenin ardında başka gerçeklik sarmalları var. Onları ufak ufak çıkartıyorlar ortaya, yani sündürüyorlar. Bir de zaman zaman abartılı tepkiler ve aykırı davranışlar görebiliyoruz, bunun bilerek seyirciye böyle servis edildiğini düşünüyorum.
Çekimler nasıl geçti, set ortamı nasıldı?
Çekimler rahat ve keyifliydi. Sinema filminin setinde gibi, acelesiz koşuşturmasız. Titizlikle hazırlanan mekanlarda ve başta Can Hoca olmak üzere herkesin yüzünün güldüğü bir set ortamıydı.
Sizce dizinin ana mesajı nedir?
Toplumsal olarak kalıplaşan kadına bakışı eleştiriyor diyebiliriz.
‘DİJİTALDE ÇALIŞMANIN BAZI AVANTAJLARI VAR’
Bir internet dizisinde yer almanın bir sinema filminde veya televizyon dizisinde yer almaktan farkı nedir? Dijitalde çalışmak nasıl bir deneyimdi?
Dijitalde çalışmanın bazı avantajları var. Dizi ve sinemaya göre. Örneğin, diziler iki buçuk saat sürüyor, haftada iki buçuk saat dizi çekebiliyoruz. Burada haftada kırk beş dakika… Bu bakımdan nispeten daha makul koşullar sunuyor.
Dizilerde, ulusalda hikaye seyircinin yönelimine göre değişebiliyor. Dijitalde başı ve sonu belli olan hazır bir iş çekiyorsunuz. Benim için çok keyifli bir deneyim oldu.
Bir Prime Video yapımı olduğunu göz önünde bulundurarak ‘Düğüm’ün Türkiye dışındaki seyircide karşılık bulabileceğini düşünüyor musunuz?
Dijitalin bir diğer avantajı da bu; dünya çapında seyirciye ulaşabiliyorsunuz. Bu çok umut verici.
Hem Can Hoca’nın hem de görüntü yönetmeni Neco’nun ve diğer tüm ekip arkadaşlarımın emeklerine sağlık. Oyuncu arkadaşlarla çok etkileyici sahnelere imza attığımıza inanıyorum. Bence iyi bir iş, alıcısını her yerde bulur.