Erdoğan, Atina’da Yunanistan Cumhurbaşkanı Katerina Sakellaropoulou’yla da görüşecek. Sakellaropoulou ve Miçotakis ile yapılacak görüşmelerin ardından her iki taraftan çok sayıda bakanın katılımıyla 5. YDİK toplantısı yapılacak. En son 2016’da İzmir’de yapılan konsey toplantısı, iki ülke arasında Doğu Akdeniz ve F-16 satışı başta olmak üzere yaşanan gerilimler nedeniyle gerçekleştirilememişti.
Türkiye ve Yunanistan, 2022 sonundan itibaren ilişkilerde yumuşama sürecine girdi. 6 Şubat’ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından Yunanistan’ın arama-kurtarma ve insani yardımlar konusunda en hızlı adım atan ülkeler arasında yer alıp dayanışma göstermesi, yumuşama sürecini hızlandırdı. Her iki ülkede yaz aylarında yapılan seçimlerden Erdoğan ve Miçotakis’in zaferle çıkması da, taraflara yumuşama sürecini ileriye götürme fırsatı verdi.
Erdoğan ve Miçotakis, önce Temmuz ayında NATO Zirvesi için bulundukları Litvanya’da, sonra da Eylül ayında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu için gittikleri New York’ta iki görüşme gerçekleştirdiler ve YDİK toplantısının altyapısını oluşturdular.
İyi Komşuluk Bildirgesi
YDİK toplantısında ekonomik ve ticari ilişkilerin artırılması, turizm ve kültür alanında işbirliği yapılması, Türkiye ve Yuanistan toprakları üzerinden Avrupa’ya enerji aktarımı, ulaştırma projeleri gibi alanlarda somut kararların açıklanması bekleniyor.
Bu alanların yanı sıra düzensiz göç ile mücadele ve güvenlik konularında da tarafların adım atmaları öngörülüyor. Yunanistan, Türkiye ile Avrupa Birliği (AB) arasında 2016’da yapılan göç anlaşmasının unsurları arasında yer alan Türk topraklarından Yunan adalarına yasa dışı yollarla gelen sığınmacıların Türkiye tarafından geri kabul edilmesini istiyor.
Güvenlik ve “terörle mücadele” de gündemde yer alan konular arasında. Türkiye, Atina yönetiminin, Yunanistan’da bulunan ve PKK’nın kullandığı üs olarak bilinen Lavrion Kampı’nı kapatmasından memnuniyet duymuş ancak Yunan topraklarında hala faaliyet gösteren “terör unsurları” olduğunu kaydetmişti.
YDİK toplantısı sonunda Erdoğan ve Miçotakis’şn imzalamaları beklenen İyi Komşuluk Bildirgesi’nin, Türkiye ve Yuanistan arasındaki ikili ilişkilerin bundan sonra nasıl ilerleyeceğini göstermesi açısından önemli bir belge olması bekleniyor.
Erdoğan, Atina ziyareti öncesi Yunan Kathimerini gazetesine verdiği demeçte, “dostane ilişkiler ve iyi komşuluk bildirgesinin”, tarafların ikili ve bölgesel ilişkileri geliştirme konusundaki niyetini teyit edeceğini bildirdi.
Her iki taraf da iyimser
Bugünkü buluşma öncesi taraflardan yapılan açıklamalar ilişkilerde yeni bir sayfanın açılması konusunda iyimser olduklarını gösteriyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen hafta AKP Meclis Grubu’nda yaptığı konuşmada, Türkiye’nin Yunanistan ile ilişkilerde yeni bir sayfa açmaya hazır olduğunu söylemişti.
Erdoğan, Kathimerini’ye verdiği demeçte de Miçotakis’e vereceği mesajı, şu sözlerle duyurdu.
“Kendisine şunu söyleyeceğim: Kyriakos, dostum, siz bizi tehdit etmedikçe biz de sizi tehdit etmiyoruz. Gel, iki ülke arasındaki güveni sağlamlaştıralım. Ekonomi, ticaret, ulaştırma, enerji, sağlık, teknoloji, eğitim, gençlik, her alanda ikili işbirliğini artıralım. Ülkelerimizdeki tarihi ve kültürel varlıklara karşılıklı olarak gerekli itina ve ihtimamı gösterelim.
“Ege meseleleri olsun, düzensiz göçle ortak mücadele olsun, Yunanistan’daki Türk azınlığın devam eden sorunları olsun, karşılıklı iyi niyet temelinde diyalog yoluyla çözemeyeceğimiz bir problem yoktur.”
Miçotakis de geçen hafta yaptığı bir açıklamada, taraflar arasında sorunların olduğunu ancak bunun Erdoğan’ı Atina’da ağırlamasını engellemeyeceğini kaydetmişti. Yunan basınında çıkan haberlerde, Erdoğan’ın “Yeni sayfa açalım” yaklaşımının Atina’da memnuniyetle karşılandığı kaydedilmişti.
Türkiye ile AB arasındaki diyaloğun da normalleşmesi, Avrupa Komisyonu’nun 29 Kasım’da açıkladığı raporda Ankara ile ilişkilerde pozitif gündemin somutlaştırılması çağrısı da, Ankara-Atina arasındaki havayı daha olumlu kılan bir gelişme olarak görülüyor.
Doğu Akdeniz ve Ege sorunları nasıl çözülecek?
Türkiye ile Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti arasında 2019-2020 yıllarında de süren Doğu Akdeniz ve Ege bunalımları son yıllarda sakinleşmiş görünüyor. Ancak sorunlara temel oluşturan görüş ayrılıklarının giderilmesi konusunda henüz ilerleme sağlanmadı.
Ankara, Atina’nın Akdeniz’deki adalarının kıta sahanlığı üzerinden Doğu Akdeniz’de maksimalist bir kazanım peşinde olduğunu, Yunanistan ise Türkiye’nin bölgedeki sondajlarının yasa dışı olduğunu ve egemenlik haklarını ihlal ettiğini savunuyor.
Türkiye ve Yunanistan, Ege Denizi’nde sınırların çizilmemiş olması nedeniyle de hem karasuları hem de buna bağlı hava sahası konularında sıkıntı yaşıyorlar. Erdoğan, Kathimerini’nin bu konudaki sorusuna yanıt verirken, isim vermeden Uluslararası Adalet Divanı formülünü gündeme getirdi:
“Kıta sahanlığının yanında pek çok sorunumuz var. Bunları paket halinde bir bütün olarak ele almalıyız. Meselelere seçici yaklaşıp bazılarını konuşup bazılarını konuşmamak doğru bir yaklaşım değil. Çünkü hepsi birbirleriyle bağlantılı. Uluslararası yargıya gittiğimizde geride hiçbir sorun bırakmamalıyız. Ama her şeyden önce tüm sorunlarımızı cesur bir şekilde konuşmalı, kamuoylarımızı doğru bir şekilde yönlendirmeliyiz.”
Erdoğan, Türkiye’nin sorunları barışçıl yollarla çözmek için gerekli iradeye sahip olduğunu belirtirken, Yunanistan’a da üçüncü tarafların yönlendirmesinden uzak durması mesajını da verdi.
Atina’daki toplantılarda, bu konularda da görüş alışverişinin yapılması bekleniyor. Türkiye ve Yunanistan savunma bakanlıkları heyetleri arasında geçen ay yapılan Ankara’da yapılan toplantıda Ege’de istenmeyen olayların önlenmesi için güven artırıcı önlemlerin uygulanması kararlaştırılmıştı.
Kıbrıs için yeni süreç başlar mı?
Erdoğan ve Miçotakis’in gündeminde Kıbrıs sorununun da yer alması bekleniyor. Türkiye ve Kıbrıs Türk tarafı, 2017’de İsviçre’nin Crans-Montana kentinde gerçekleşen son görüşmelerde Rum tarafının çözüme ayak dirediğini kaydetmiş; bundan sonra BM parametrelerinde öngörülen iki kesimli, iki toplumlu federasyon modelini değil iki devletli çözümü görüşeceğini açıklamıştı.
AB, ABD ve adanın Türkiye ile birlikte garantörü olan Yunanistan ve İngiltere ise sorunun BM modeli çerçevesinde görüşülmeye devam edilmesi için Ankara’ya baskı yapıyor. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in Eylül ayında taraflarla yaptığı görüşmelerde, yeni bir sürecin başlaması için çalışmalara başladığı kaydediliyor. İsrail-Hamas savaşı nedeniyle bu sürecin ilerlemediği, ayrıca Türk tarafının Kıbrıs için yeni bir özel temsilci atanmasına karşı çıkmasının da ayrıca sorun oluşturduğu belirtiliyor.
Türk ve Yunan liderlerin yapacakları görüşmelerde sürece ilişkin yeni bir gelişmenin olup olmayacağı bilinmiyor ancak Ankara-Atina arasındaki havanın yumuşamasının Kıbrıs sorununa olumlu yansıması öngörülüyor.